5 Eylül 2012 Çarşamba

Livan De Souza


 Livan De Souza 


Yine her zamanki gibi bir gündü yani dünün aynısı denecek ölçülerde geçen normal bir gün. Fakat Twitterde gelen bir DM o günü farklı kılmaya yetti. Dm'de 11 futbolcu vardı ve bana bu Fenerbahçenin ilk 11'i mi diye soran birisi. Asıl garip olan soru değil sorudaki 11 futbolcuydu. Neyi garip diye sorarsanız o 11 de Fenerbahçeden çoktan ayrılmış, Fenerbahçe ile adı geçip alınmayan, şuan yedekte olan hatta uzun zaman önce futbolu bırakmış kişiler bile vardı. İlkten şaşırdım acaba beni mi sınıyor bu kişi diye. İlk cevabım 11'i her zaman aynı olmuyor.
Fenerbahçenin demek oldu çünkü yaz ayıydı transferler bekleniyordu yani 11 hakkında kesin birşey yoltu ortada. Hiçte sormadım genelde merak eder sorarım neden sorduğunu o an sormadım neden böyle birşey sordun diye. Meğer daha sonradan öğrendim onada  birisi sormuş bu kadar koyu Fenerlisin bana ilk 11'ini say diye. Oda benden yardım almak için sormuş. Neyse soru kısmı bitti kendisiyle tanışmaya başladık. Koyu Fenerbahçeli Adalet bölümü okuyan o zamanlar Amcasının yanında staj yapan normal bir insan gibiydi. 

Kendisiyle Facebookta arkadaş olduk. Bu sırada babam cüzdanını düşürmüş ve onun işlerini yapıyor. Beni aradı bazı bilgileri istedi yeni kimlik, kredi kartı vs bilgileri için. Babamın aramasından 1-2 saat sonra kapıya bir araba geldi babamın cüzdanını bulmuş getirmişler. Aksilik bu ya ev telefonu da benim cep telefonumda borçlarından dolayı kapalı. Babama da ulaşmam lazım. O an konuştuğum bi kendisi olduğundan ona anlattım oda ver babanın numarasını ben arıyayım dedi. Tamam dedim verdi ve 2 dk sonra babam aradı beni bende konuyu kendisine anlattım. Akşam babam eve geldi dedim telefonundan numarasını sileyim olurda  yanlışlık olur diye baktım borudan aramış numarayı sildim. 
( burayı kendisi daha farklı algılamış :) ) 

Konuşunca insana pozitif enerji veren insanlardan biri olduğunu farkettim. Daha çok tanımak istedim kendisini. Tabi biraz duygusal ve üzerine gidilmesinden pek hoşlanmayan birisi olduğu için genelde konuşmalarımız hep yarım kalıyor. Susmayı konuşmaya daha çok tercih ediyor ve her zaman ya konuşmayı baştan reddediyor yada en ufak yanlış cümlede yarıda kesiyor. En önemli örnekte kendisinin anlattığı özel bir konuşmada genel olarak kullandığım bir cümleden sonra bana sinirlenip 2 gün konuşmamasıdır. Gerçi ondan sonra 2 gün değil uzun bi süre kısa cümlelerle konuştuk kendisiyle.

Birde kendisi sıkı biçimde KPSS hazırlığında olduğu için aklını testlerle süreyle doğruyla yanlışla bozmuş durumda ve hep yine olmadı deyip duruyor. Sınav stresini aşırı derecede yaşayan birisi olduğu için her zaman ona yardımcı olmak için stres yapma gibi önerilerde bulunuyorum. Ki eminim kendisine de dedim istediği puanı çıkaracak kapasitede birisi ama önce inanması lazım. ( Alacağı notuda söyledim ya 94 yada 89 alacak kendisi ) Benim bu motivelerimi ( gaz vermek ) olarak nitelendirse de ileride anlayacak benim ne kadar haklı olduğumu....


Kendisi hakkında son olarakta yazacağım sözler her zaman neşeli mutlu olmayı hakeden nadir insanlardandır. Umarım hayatımda her zaman yeri olan insanlardan biri olarak kalır.


1 Alex değil
 ama 
kendisi de 
" LİVAN DE SOUZA " 
lakabını hakecek kadar karakterli bir insandır benim gözümde....